28 Mayıs 2014 Çarşamba

E-TÜKETİCİ HAKLARI
ÖZET
Ekonomistlere göre;ne yazık ki Türkiye’de tüketici yasalarının yanı sıra tüketicilerin kendi haklarını koruma bilinci gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukça yetersizdir.Türkiye’de yıllardır süren yüksek enflasyon,tüketicinin satın alma gücü ve tüketim malı değerini sürekli değiştirdiğinden yoğun olarak tüketici sorunları yaşamasına neden oldu.
23 Şubat 1995 tarihinde TBMM’de kabul edilen 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” ile tüketici hakları yasal güvenceye alındı.Yasa,ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ilgili,ekonomik çıkarlarını koruyucu,zararlarını tazmin edici,aydınlatıcı ve eğitici önlemler almaya çevresel tehlikelerden korumaya yönelik girişimleri düzenledi.

1.GİRİŞ

Tüketici hakları, satın alma işlemi internet üzerinden olsun ya da olmasın, temel olarak 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile korunmaktadır. İlgili kanunda tüketicilerin karşılaşabilecekleri ayıplı mal, ayıplı hizmet, sözleşmelerdeki haksız şartlar, taksitle satış, paket tur, kampanyalı satış, kapıdan satış, mesafeli satış, tüketici kredisi, kredi kartları, konut finansmanı, abonelik sözleşmesi, garanti belgesi, satış sonrası hizmetler, ticari reklamlar ve ilanlar gibi birçok farklı durum ayrıntılı olarak düzenlenmiş durumda. Kanunda yer alan bu düzenlemelerin çoğu internet üzerinden alışveriş yapan tüketiciler için de geçerli.
Ancak, internet üzerinden yapılan satın alma işlemleri, 4077 sayılı Kanun’un 9/A maddesi ile şu an yürürlükte olan mevzuat uyarınca, ”Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmeliğe tabii. 4077 sayılı Kanun’da mesafeli sözleşme, ”Yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi ya da ifası kararlaştırılan sözleşmeler” olarak tanımlanıyor.

1.1           Peki Bu Düzenlemeler Tüketiciye Ne Gibi Haklar Tanıyor?
İlgili yönetmeliğin tüketiciye tanıdığı en büyük hak, cayma hakkı. Tüketiciler, yönetmeliğin 7.maddesi uyarınca hiçbir sebep göstermeksizin satın almış oldukları mal veya hizmetten 7 gün içinde cayma hakkına sahip. Üstelik ödemiş oldukları ücretin de kendilerine iade edileceği belirtilmiş. Bu noktada dikkat edilmesi gereken şey, cayma hakkı süresi, malın teslimine ilişkin sözleşmelerde, tüketicinin malı teslim aldığı günden itibaren, diğer sözleşmelerde ise sözleşmenin akdedildiği günden itibaren işlemeye başlar. Satıcı veya sağlayıcı, cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç on gün içerisinde ödenen toplam bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi tüketiciye hiçbir masraf yüklemeksizin iade etmek ve yirmi gün içerisinde de malı geri almak zorundadır. Yönetmelikte, cayma hakkının kullanılmadığı sözleşmeler ile bu yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağı sözleşmeler de düzenlenmiş. Bu sebeple tüketici alışveriş yaparken, hukuki anlamda bu  hususlara dikkat etmelidir.
Satın alınan malın kusurlu olduğunu fark eden tüketici, sorunun giderilmesi için öncelikle satıcı veya kurumla görüşerek malın iadesi, malın yenisi ile değiştirilmesi, malın tamiri, malın özrü kadar değerinden indirilmesi gibi yasal haklardan birini kullanma yoluna gidebilir.
Bu görüşmelerden bir sonuç alınamazsa ilgili kanun ve yönetmelik gereği, satın aldığı malın değerine göre “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti”ne başvurabilir. 01.01.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru için alt parasal sınır 1.191,52 TL, büyükşehir statüsünde bulunan illerde faaliyet gösteren il hakem heyetlerinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli ve yetkili olmalarına ilişkin alt parasal sınır ise 3.110,58 TL olarak tespit edilmiştir.
Malın değerinin belirtilen tutarın altında olduğu ihtilaflarda Tüketici Hakem Heyetleri’ne başvurulması zorunludur. Malın değeri belirtilen tutarın üstünde ise, uyuşmazlıklar için hakem heyetlerine başvurulabileceği gibi tüketici mahkemesine de başvuru yapılabilmektedir. Başvurular, tüketicinin mal veya hizmeti satın aldığı veya ikametgahının bulunduğu yerdeki tüketici sorunları hakem heyetine veya tüketici mahkemesine yapılmalıdır.
Yasal düzenlemelerle haklarımız korunuyor olsa da, internet üzerinden mal veya hizmet almak isteyen bir tüketici mağdur olmak istemiyorsa öncelikle dikkatli ve bilinçli hareket etmeli ve e-ticaret hukukunu genel hatlarıyla bilmelidir. Satıcı veya sağlayıcı ile sözleşme yapılırken, en azından sözleşmenin esaslı şartını oluşturan hususlarda satıcı ya da sağlayıcı kurum tarafından gerekli bilgilendirmeyi almaya dikkat edilmelidir. Özellikle, satıcının ismi, adresi ve telefonu, satın alınan mal veya hizmetin özellikleri, ödenecek bedelin ve ödeme şeklinin ayrıntısı, kargo ücretinin kime ait olacağı, garanti şartları ve benzeri hususların sözleşmede yer almasına özen gösterilmelidir. Bu sayede karşılaşılabilecek herhangi bir problemde karşınızda muhatap bulmanız mümkün olabilecektir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, internetten satın alınan ürün tarafımıza ulaştığında kargo görevlisinin yanında gerekli kontrolleri yapmak ve eğer herhangi bir hasar, ayıp mevcut ise paketi teslim almadan, tutanak tutturarak iade etmektir.
İadenin ardından, satıcı veya sağlayıcı ile sorunun giderilmesi için görüşmeli ve sonuç alınamazsa çekinmeden yasal haklarımızı kullanmalıyız. Ayrıca, Tüketici Dernekleri nezdinde ve sosyal medya aracılığı ile de şikayetlerinizi dile getirebilme hürriyetine sahibiz.
1.2 İNTERNETTEN ALIŞVERİŞTE TÜKETİCİNİN BİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ HAKLAR
Türkiye’deki tüketicilerin büyük bir kısmı hala internet üzerinden yapılan alışverişe  hala temkinli yaklaşıyor ve online alışverişi güvensiz bulabiliyor.Tüketicilerin bu güvensizliklerinin önüne geçilmesi ve  kullanıcıların alışveriş alışkanlıklarının değişebilmesi  için hem ödeme sistemlerinde,hem hukuki alanlarda hem de devlet tarafından  e- ticarete yatırımlar yapılıyor.
Ancak bu güvensizliğin sebeplerinden birinin tüketici haklarının yeterince bilinmemesi olabilir. İnternet üzerinden alışveriş yaparken hangi haklara sahip olduğunu bilmeyen bir tüketici bu mecralar üzerinden alışveriş yapmaktan çekinebilir. Bu sebeple tüketicilerin hangi haklara sahip olduklarını bilmeleri gerekiyor.
Aslında bakıldığında satın alma işlemi internetten olsa da, olmasa da en temel düzeyde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile devlet tarafından korunmakta. Ancak online alışverişler 6 Mart 2011 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 4077 sayılı Kanun’un 9/A maddesi gereğince “Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelikte  tabii tutulmaktadır.

2. İade (cayma) Hakkı

İade (Cayma) Hakkı, tüketicilerin online alışverişteki en önemli haklarından biri olarak nitelendirilebilir. Yönetmelik dikkate alındığı zaman 7. maddeye göre tüketiciler internetten satın aldıkları ürünü 7 gün içinde iade edebiliyorlar. Cayma hakkında tüketici hiçbir sebep göstermeksizin satın aldıkları ürünleri almaktan cayabilir ve iade edebilirler. Burada üzerinde durulması gereken nokta, cayma hakkındaki 7 günlük süreç, ürün kullanıcının eline ulaştıktan sonra başlar.
 Online alışverişin başladığı tarihten bu yana, güvenlik sorununun tüketicilerin bu alışveriş deneyimine alışma sürecini hızlandırmadığı kesin. Gerek araştırmalar, gerekse bizim halkın nabzını yokladığımız e-mikrofon sokak röportajları e-ticaretin güvenli olduğunu düşünenlerin ne denli az sayıda olduklarını kanıtlıyor. Tabi burada güven kelimesini biraz açmakta yarar var.
Online mağazaların hedef kitleleri şeklinde tanımlayabileceğimiz hatırı sayılır bir kesim, kişisel bilgilerini paylaşmayı güvenli bulmazken, elini ”satın al” butonundan uzak tutanların kurduğu bir diğer cümle ise, ” ürün kalitesini görmeden almak istemiyorum” oluyor. Durum böyleyken, e-ticaret sitelerinin ürün iadesi ve değişimi konusuna iki kat daha fazla önem vermesi gerekiyor. Şirketlerin müşteri ilişkileri yönetimi konusunda yaptıkları çalışmaların, tüketici memnuniyeti açısından yadsınamayacak seviyelere vardığını söyleyebiliriz. Ancak tüketicilerin şirketin inisiyatifinden ziyade, kesin ve net çözümler beklediği kesin. Bu noktada da devreye tüketici hakları kapsamında; hukuk giriyor.
E-ticaretin taşlarının henüz yerine oturmaması, bu sektördeki hukuksal düzenlemelerin de biraz geriden gelmesine neden oluyor. Bu düzenlemelerin en yenisi, 6 Mart 2011 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan ”Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelik”, online tüketicilerin ürün iadesi, bir diğer ifadeyle ”cayma hakkını” kullanabileceği koşulları kesin çizgilerle belirtiyor.
2.1 Online Tüketiciler İçin Cayma Hakkı Ve Kullanılabileceği Koşullar

1) Yönetmelik kapsamı yazılı, görsel ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan, malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi ya da ifası kararlaştırılan sözleşmeleri içine alır.
2) Online mağazanın, telefon, adres ve diğer erişim bilgileriyle birlikte ürünün nitelikleri ve Türk Lirası olarak fiyatını, ödeme ve teslim ile ilgili bilgileri belirtmesi gerekiyor.
3) Biz tüketiciler, hiçbir sebep göstermeden ve cezai durumla karşılaşmadan ürün tesliminden sonraki 7 gün içerisinde cayma hakkını kullanabiliyoruz. Bu süreçte yazılı olarak ya da sürekli bir veri taşıyıcısıyla ürün iadesi konusunda bildirmemiz yeterli. Online mağaza ise, 10 gün içinde ödediğimiz kargo ücreti dahil tüm paramızı geri iade etmekle yükümlü.
4) 2. maddede bir kısmını belirttiğimiz koşullara uymayan e-ticaret siteleri için cayma hakkı süresi 3 aydır.
5) Ambalajı açılmış ses ve görüntü kayıtlarını, bilgisayar yazılım ve sarf malzemelerini geri iade edemiyoruz.
6) Kullanılıp kullanılmadığı kesin belli olamayan dergi ve gazete gibi ürünlerde cayma hakkını kullanamıyoruz.
7) Elektronik alanlarda paylaşımı mümkün olan ve anında teslim edilen ürünler (müzik satın alımı gibi) ile fiyatı borsa ya da diğer piyasalarda belirlenen ürünleri de online mağazaya geri yollayamıyoruz.
Bütün bu haklara ek, Mesafeli Satış Sözleşmesi’ne sitelerinde yer veren mağazaların, bu hakları kabul etmiş olduğunu hatırlatalım. Tüm tüketicilerine adaletli davranmak şirketlerin bir yükümlülüğü olmakla birlikte, tüketicilerin kendi haklarını bilerek hareket etmesi müşteri-mağaza ve sektör üçgeninde faydadan başka bir şey getirmez.

2.2 Ayıplı ürün/hizmet

Şirketlerin ürün veya hizmet hakkında verdikleri bilgiler ürünün aslıyla eşleşmiyor ve belirtilen kıstaslar sağlanmıyorsa satışa sunulan ürün ve hizmet olarak değerlendirilir. Ayıplı ürünler “Açık Ayıp” ve “Gizli Ayıp” olarak iki farklı çatı altında ele alınabilir.
Açık ayıp, eğer satın alınan üründe ilk anda gözle görülebilecek bir hasar veya sorun olduğu takdirde oluşan durumlarda ortaya çıkar. Örnek vermek gerekirse internet üzerinden bir tabak takımı aldınız ve kargo size ulaştığında tabaklar kırılmışsa bu açık ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp durumu gerçekleştiğinde kullanıcıların bilmesi gereken bazı yasalar mevcut. Tüketici hizmeti aldıktan sonra 30 gün içinde bu durumu satıcıya bildirmekle yükümlü. Bu süreç içinde şirkete bildirilmediği takdirde hizmeti satın alan tüketici bu ürünü ayıplı olarak kabul etmiş olarak değerlendirilir.
Kullanıcı bu ayıbı bildirdiği takdirde ürünün iadesi, ayıpsız olan bir ürünle değiştirilmesini ya da ayıp oranında satıcıdan bir indirim talep edebilir. Eğer ayıplı mal başka bir ürün ve kişinin maddi zarar görmesine sebep olduysa tüketici, satıcı firmadan tazminat talep edebilir. Ancak tüketicinin açık ayıpla karşılaştığında yukarıdakilerden sadece bir tanesini isteme hakkına sahip olduğuna da değinmek gerekli.
Gizli ayıp durumunda ise, ilk anda anlaşılamayıp gözle görülemeyen ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplar olarak ele alınır. Bu duruma örnek vermek gerekirse, internet üzerinden bir elbise aldınız ve etiketteki talimatlara göre yıkamanıza rağmen elbisede deformasyonlar oluşuyorsa bu durum gizli ayıp olarak değerlendirilir. Böyle bir ayıp gerçekleştiğinde tüketici hakları, ürün tesliminden itibaren 2 yıldır. Gizli ayıpta tüketici açık ayıpta olduğu haklara sahip olduğunu bilmeli. Bu gibi durumlarda satıcı firmayla irtibata geçilmeli.
Bu noktada gizli ayıpların iadesindeki 2 yıllık sürecin üzerinde durmak gerekiyor. Her ne kadar tüketici koşullara uygun şekilde kullandığını belirtmesine rağmen satıcı şirketlerin yaptıkları araştırmalar ve değerlendirmeler sonucu bazı ürünlerin kullanıcı hatasından kaynaklı olarak deforme olduğu ortaya konarak, 2 yıllık süreç göz ardı edilebiliyor. Bu tip durumlarda mağdur kalmamak için satın aldığınız ürünlerin kullanım şartlarına uygun şekilde kullanmaya özen göstermek gerekiyor.

3.Tüketici Sorunları Hakem Heyeti

Eğer tüketici satıcı firmayla olan görüşmelerden bir sonuç alamadığı takdirde Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurabilir. Bu heyet tüketiciyle satıcı arasındaki sorunları değerlendirerek bir sonuç alınmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirir. 01 Ocak 2013 tarihinden yapılan düzenlemeyle bu heyete başvurmak için asgari parasal sınır 1191,52 TL, üst sınır ise 3110,58 TL olarak belirlenmiştir. Eğer hizmetin değeri 3110,58 TL’nin üzerindeyse kullanıcılar doğrudan Tüketici Mahkemesi’ne başvurabilirler.

4. Kargo Teslimatı Sırasında Tüketicinin Hakları

Tüketiciler ürünü teslim almadan önce paketi teslim aldığına dair imza atmamalılar. Kargo görevlisinin yanında ürünün paketini açıp kontrol edip, üründe herhangi bir hasar veya yanlışlık olmadığını kontrol etmeliler. Ürün eksik veya hasarlıysa tüketicilerin kargo görevlisinden “Hasar Tespit Tutanağı” isteme hakları da bulunuyor. Satın aldığınız ürünü kargo görevlisinden teslim alırken, mutlaka faturasını kontrol etmeniz gerekiyor. Faturası eksikse o ürünü almaktan kaçınmak gerekir; aksi takdirde ürünle ilgili bir sorun yaşandığında satıcı firma faturayı görmek ister ve tüketici bunu sağlayamadığı zaman mağdur duruma düşebilir.




5. Ön Bilgilendirme Formu Ve Mesafeli Satış Sözleşmesi

Tüketicilerin bir e-ticaret şirketi üzerinden alışveriş yaparken ön bilgilendirme formu ve mesafeli satış sözleşmelerini gör hakkı var bulunur. Bu iki sözleşme online satış yapan şirketlerin sayfalarında mutlaka olmak zorunda, aksi takdirde Tüketici Hukuku’na karşı gelmiş durumunda olurlar. Tüketici kredi kartı bilgilerini girerken bu sözleşmeleri okuduğuna dair bir onay verdiği takdirde alışveriş tamamlanmış olur. Ön bilgilendirme formunun onaylanması tek başına yeterli olmamakta ve 3 yıl boyunca tüketicinin erişebileceği bir şekilde saklanması gerekir.
Mesafeli satış sözleşmesinde yer alan maddeler ön bilgilendirme formunun daha detaylı bir hali olarak kullanıcıya sunulur ve bu belgenin de kullanıcının 3 yıl erişebileceği şekilde saklanması gerekir.
Tüketicinin dikkat etmesi gereken husus, alışveriş yaparken birçok tüketici bu sözleşmeleri okumadan hızlı bir şekilde geçerek alışveriş işlemini tamamlıyor ve aksi bir durum olduğunda hem alıcı hem de satıcı zor durumlara düşebiliyor. Bu tip sorunların önüne geçilmesi için tüketicilerin alışverişlerini tamamlamadan önce bu sözleşmeleri dikkatli bir şekilde okumaları ve eğer e-ticaret şirketi bu sözleşmeleri alıcıya sağlamıyorsa o siteden alışveriş yapmamaları gerekir.
Tüketicilerin bu sözleşmeleri satın alma işleminden önce onaylamalarında fayda var. E-ticaret firmaları da işlem sırasını buna göre belirlemeliler ve bu sözleşmeleri alışveriş sonrasın tüketiciye e-posta ile yollamalılar.

6. Satıcıdan İletişim Bilgileri Ve Garanti Belgeleri Gibi Bilgileri Alma Hakkı

İnternet sitesi üzerinden alışveriş yapan tüketiciler ürünlerin garanti koşullarını öğrenme hakkına sahipler. Bunun yanı sıra satıcı firma internet sayfası üzerinde iletişim bilgilerini yazmakla yükümlü olduğu gibi bunların kullanıcının erişebileceği bir yerde tutması gerekiyor. İnternet sitesinin işletmecisi tüzel kişiyse ticari ünvanını, gerçek kişiyse adı soyadını, adres, telefon ve e-posta gibi iletişim bilgilerini tüketicilerle paylaşması gerekiyor. Tüketiciler de online olarak bu bilgilere iletişim sekmesi altında görebilmeliler.
Tüketiciler internetten bir ürün satın alırken alınan malın özellikleri, ödenecek tutar ve ödeme şeklinin ayrıntılarının yanı sıra kargo ücretinin kime ait olacağı ve garanti şartlarının satış sözleşmesinde yer alması gerekiyor.

 

SONUÇ
Tüketicinin korunması için haklarının bilincinde olması son derece önemlidir ama tüketici haklarının bilincinde olsa bile hakkını nasıl arayacağını bilmiyorsa sonuç olarak bir değişiklik olmayacak ve tüketici yine hakkını alamayacaktır.Bu sebeple kanunda  tüketicilere tanınan hakların tüketiciler tarafından aranmasının kolaylaştırılması için kanuna bazı ilaveler gerekmektedir.Öncelikle kanunda adı geçen  Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin yetkileri belirtilmiş ancak tüketicilerin bu heyetle nasıl irtibata geçeceği hiç düşünülmemiştir.Zaten yeni olan bu kavram  hemen hemen hiçbir tüketici tarafından bilinmediği için bütün iş yerlerine tüketici tarafından görülebilecek bir noktaya en yakın Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin adresinin ve diğer irtibat numaralarının bulunduğu bir bildirgenin asılması  zorunlu hale getirilmelidir.Bu hem iş yeri sahiplerinin  sorumluluklarının farkına varmalarını sağlarken  hem de tüketicilerin daha güvenli hissederek alışveriş yapmalarına  sebebiyet verecektir.
Ayrıca tüketicilerin çoğu haklarından habersizdir be sebeple  bir an önce bilgilendirilmelidir.Bunun için televizyon kanalları kullanılabilir hatta  kanunda bir düzenleme yapılarak  geçici süre yayınına ara verilen  kanallarda bu tür bilgilendirmenin  yapılması zorunlu hale getirilebilir.Ayrıca broşürler  bastırılıp büyük  alışveriş merkezlerinde tüketicilere dağıtılabilir.Bunlar sayesinde tüketiciler daha bilinçli hale gelecekler ve haklarını daha rahat arayabileceklerdir.

 

 











KAYNAKÇA





Hiç yorum yok: